Hastane Tarihçesi
07 Ağustos 2024

Giriş

Avrupa’daki yenilikleri takip edebilmek için, XIX. yüzyılın son yıllarında Türk tıbbında görülen hareketlilik, Tıbbiye Okulu’nda düşünülen daha kapsamlı yenileştirme ve reform çabaları ile devam etmiştir. Tıp eğitiminde reform anlamında düşünülen en önemli girişimlerden birisi, Tıbbiyenin eğitim ve öğretim sisteminde köklü değişiklikler yapmak amacıyla Ekim 1897’de alınan karar olmuştur. Bunun için Berlin büyükelçiliğine görev verilerek, Türk tıp eğitiminde yenilikler yapabilecek ve hastane yöneticiliğinde örnek olabilecek uygun hekimlerin seçilmesi istenmiştir. Osmanlı Devletinin bu talebi karşısında, Prusya Eğitim Bakanlığı, Bonn Üniversitesi profesörlerinden Dr. Robert Rieder (1861-1913) ve Hamburg Eppendorf Hastanesi asistanlarından Dr. Georg Deycke’yi (1865-1938) önermiştir. 

Gülhane Seririyat Hastanesinin Kuruluşu

18 Mayıs 1898’de Berlin’de Osmanlı Devleti Büyükelçiliği’nde yapılan anlaşma sonrasında Dr. Rieder, Mekâtib-i Tıbbiye-i Şahane Müfettişi ve Seririyat-ı Dahiliye ve Hariciye Muallimi, Dr. Deycke de onun yardımcısı olarak, 5 Haziran 1898 tarihinde İstanbul’daki görevine başlamıştır. Dört ay süren yoğun bir çalışma sonucunda inşa edilen yeni hastane “Gülhane Seririyat Hastanesi” adı ile Padişah II. Abdülhamit’in doğum günü olan 30 Aralık 1898 tarihinde törenle açılmıştır.

Prof. Dr. Tümg. Robert Rieder (1898-1904) ve Prof. Dr. Tuğg. George Deycke (1904-1907)’nin müdürlük görevlerinden sonra bu görevi üstlenen Prof. Dr. Tuğg. Julius Weiting (1907-1914) döneminde, Gülhane’deki Askeri hekimlik eğitimleri artırılmış, “Gülhane Seririyat Hastanesi” ismi değiştirilerek “Gülhane Tatbikat-ı Askeriye Tatbikat Mektebi ve Seririyatı” olmuştur. Gülhane Seririyat Hastanesindeki modern eğitim ve öğretim nedeniyle, burada yetişen asker hekimler Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında ordu içinde başarılı görevler yapmışlardır.

Birinci Dünya savaşı (1914-1918) yıllarında, Gülhane bir harp hastanesi olarak görev yapmaya başlamış, özellikle Çanakkale’den getirilen ağır hastaların bakımına tahsis edilmiştir. Gülhane hocaları cephelere ve kıtalara dağılmıştır.

1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Gülhane’ye ait “Gülhane Tababet-i Askeriye Tatbikat Mektep ve Seririyatı Talimatnamesi” adı ile bir talimatname hazırlamıştır. Bu talimatnamede: Gülhane; Genel askeri tababetin uygulandığı bir klinik (seririyat), askeri tababetin geliştirilmesi için bir okul, bilimsel incelemeler ve yayınlar için bir tıp akademisi (Askeri Tıp Encümen-i Alisi) olarak, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı, Tugay seviyesinde, Sağlık Dairesince seçilen bir asker tabip Müdür-Baştabip yönetiminde bir kurum olarak tanımlanmıştır.

Gülhane’nin Ankara’ya Taşınması

Türkiye’nin II. Dünya Savaşına girme ihtimali üzerine, askeri okulların ve Gülhane’nin İstanbul’dan Ankara’ya taşınmasına karar verilmiş, bu kararda Başkent Ankara’da güçlü bir tıp merkezinin olmamasının da rolü olmuştur. 21 Temmuz 1941’de, İstanbul’dan 28 vagonluk bir katara sığdırılan tüm eşya ve personel, Sirkeci’den Ankara’ya Cebeci Merkez Hastanesi’ne nakledilmiştir.

Gülhane 1947’de “Gülhane Askeri Tıp Akademisi” adını almış, 1953 yılından 1971 yılına kadar Bahçelievler'deki şimdiki K.K.K.’lığı binasının bir bölümünde ve Harp Okulu’nun yanında bulunan o zamanki Mevki Hastanesi’nde hizmetine devam etmiştir.

1960’lara gelindiğinde GATA bulunduğu binaya sığmaz hale gelmiştir. Türkiye’de tıp biliminin ilerlemesine ve Türk halkının sağlığına yaptığı hizmetleri göz önünde bulundurarak, 1961’de iki kanun çıkartılmıştır. 5 Ocak 1961 tarih ve 230 sayılı kanunla Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Üniversiteler Kanununa bağlanmış, aynı tarih ve 231 sayılı kanun ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne yeni ve modern bir bina yapılması için bütçeden 30 milyon TL ayrılmıştır.

Modern hastane işletmeciliğine göre Gülhane’nin teşkilat ve kadrosunun yapılanması da yeni binanın yapımı kadar önemli kabul edilmiş ve yurtdışı örnekleri de incelenerek yeniden oluşturulmuştur. 1961’de temeli atılan yeni akademi binası, 1971 yılında bitirilmiş, Gülhane Etlik’te yapılan bu yeni binasına Ekim 1971’de taşınmıştır.

1974 yılında Radyoterapi Merkezi, 30 yataklı bina ve cihazlarıyla, 7 Nisan 1976’da Türkiye’de ilk defa tam teşekküllü bir Yanık Tedavi Merkezi binası hizmete girmiştir.

1980 yılında Türkiye’de ilk kez, Perkütan Translüminal Koroner Anjioplasti uygulaması gerçekleştirilmiştir.

Gülhane’ye bağlı Askeri Tıp Fakültesi, Türk Silahlı Kuvvetlerine daha bilgili ve deneyimli asker hekim yetiştirmek amacıyla, 6 Ocak 1981 tarihinde eğitime başlamıştır. 7 Kasım 1980 tarih ve 2336 sayılı kanunla; Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin; Askeri Tıp Fakültesi ve Eğitim Hastanesi olarak iki bölümden oluştuğu belirtilerek Fakültenin kurulduğu ilan edilmiştir.

6 Mayıs 1981 tarihinde Prof. Dr. Necati Kölan başkanlığındaki 21 kişilik ekip tarafından, GATA’nın ilk Böbrek Transplantasyonu gerçekleştirilmiştir. 1982 yılında GATA Nöroşirürji Kliniği’nde Mikrocerrahi uygulamaları başlatılmış ve Türkiye’de yine bir ilk olarak Mikrocerrahi Eğitim ve Araştırma Merkezi 1985 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı bünyesinde çalışmalarına başlamıştır.

1983 yılında Psikiyatri Kliniğinde, ülkemizde bu alanda kurulan ilk merkez olan Uyku Merkezi açılmıştır. 1984 yılında ise Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı bünyesinde, Türkiye’de ilk otolog ve allojeneik kemik iliği transplantasyonu gerçekleştirilmiştir.

1986 yılında Türkiye’de ilk defa, digital ve network uygulamaları bulunan, Nükleer Tıp Merkezi hizmete girmiştir. 24-25 Kasım 1989 tarihinde ise Türkiye’de pankreas ve böbreğin birlikte ilk transplantasyonu ile barsak transplantasyonu, 1. Hariciye Kliniği’nde gerçekleştirilmiştir.

Hiperbarik oksijen tedavi merkezi ve 16 yataklı yanık ünitesinde ülke çapında sağlık hizmeti verilmeye devam edilmektedir.

Hastanemiz 30 Temmuz 2016 tarihinden itibaren Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi ismini alarak hizmet vermeye devam etmektedir. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1100 yatak kapasitesine sahiptir. Bunların 165 tanesi tescili yoğun bakım ünitesi yatağıdır. 

Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi var olan teknik ve teknolojilerini sürekli olarak geliştirmekte ve yenilemektedir. Bu gelişmelerden ilki; Ekim 2016 da faaliyete geçen İnme ve Epilepsi Merkezidir. Nöroloji, Acil Servis, Radyoloji, Anestezi ve Reanimasyon, Beyin Cerrahi anabilim dalları ile koordinasyon sağlanarak; İnme rahatsızlığı olan hastalara tedaviye yönelik girişimsel radyolojik işlemlerin başlatılması sağlanmıştır.

Hastanemize sevk edilen ve başvuran iç güvenlik gazilerimiz ve yaralılarımız; tecrübeli ve seçkin kadrosuyla teşkil ettiğimiz, ‘‘İç Güvenlik Gazi ve Yaralıları Sosyal Hizmet Destek Birimimiz’’ tarafından karşılanmakta olup, gazilerimizin ve yaralılarımızın tedavileri bittikten sonraki süreçte de tıbbi, sosyal ve psikolojik gereksinimleri, yakından takip edilmektedir. Ayrıca iç güvenlik gazilerimiz hastanemize tahliye edilmeden sağlanan koordinasyon ile aileleri ve yakınları için misafirhanemizde konaklama hizmeti verilmektedir.