Tüp Bebek (ÜYTE)
15 Şubat 2024

“Yardımla Üreme Tekniklerinde Gülhane Tüp Bebek Merkezi ekibi olarak amacımız; arzu eden her çiftin bu süreci tamamlayıp sağlıkla bebeklerini kucaklamalarıdır. Güncel gelişmeleri yakından takip eden ve alanında yüksek deneyime sahip ekibimiz, birikimini ustaca siz hastalarımıza aktarmaktadır. Aynı zamanda sizi anlayan ve endişelerinizi paylaşıp onları bertaraf edebilecek şefkatli eller sizi bekliyor.”

 

Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı bünyesinde faaliyet gösteren “Üremeye Yardımcı Tedaviler / Tüp Bebek” ünitesi yerleşkesi; Ana Bina batı blok B1 katındadır. Birimimiz içerisinde muayene odalarının yanı sıra, hastalarımızın yapılan işlemler sonrası dinlenebileceği hasta müşahede odaları, Embriyoloji ve Androloji laboratuvarı bulunmaktadır.

Birimimizde, çocuk sahibi olmakta zorluk yaşayan veya herhangi bir sebeple yumurta dondurmak isteyen hastalarımıza, alanında yüksek deneyime sahip ekibimiz tarafından, en güncel tıbbi bilgiler ışığında, tümüyle kişiselleştirilmiş tedavi seçenekleri sunulmaktadır. Bu tedavi seçenekleri, hasta ve eşiyle detaylandırılmış görüşmelerden sonra çiftlere sunularak ailenin koşulları da göz önünde bulundurularak planlanmaktadır.  

T.C. Sağlık Bakanlığı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı bünyesinde bulunan Üremeye Yardımcı Tedaviler Ünitesi (ÜYTEM) 1995 yılında faaliyetlerine başlamış olup, çeyrek asrı aşkın süredir ülkemiz üreme tıbbına hizmet vermektedir. Ayrıca Tüp bebek ünitemiz, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 1998 yılından bu yana Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanları ile Tıbbi Histoloji ve Embriyoloji uzmanlarına üremeye yardımcı tedavi yöntemleri konusunda eğitim vermek üzere yetkilendirilmiştir.

Ünitemizde bugüne dek on beş binin üzerinde infertil çiftin tedavisi gerçekleştirilmiş ve ülkemizin farklı illerinde halen çalışmakta olan yüzün üzerinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ve embriyoloğa klinik ve laboratuvar eğitimleri verilmiştir. ÜYTE merkezimizde, günümüzde infertil çiftlerde üremeye yardımcı tedavilere dair dünya literatürüne girmiş ve faydası ispatlanmış tüm tedavi yöntemleri gerçekleştirilebilmektedir. Merkezimizde özetle; intrauterin inseminasyon (aşılama), kontrolü overyan stimülasyon ve tüp bebek (IVF), Klasik IVF, mikroenjeksiyon (ICSI) uygulamaları, diğer mikromanipülasyon yöntemleri (assisted hatching), oosit, embriyo ve gonad hücre ve doku dondurma, çözdürme ile testis biyopsisi (PESA, PESE, MikroTESE) gibi etkinliği bilimsel düzeyde kanıtlanmış tüm tanı ve tedavi yöntemlerinin yanısıra, laparoskopi ve histeroskopi gibi cerrahi girişimler de uygulanabilmektedir. Hastalarımızın tedavi masrafları SGK yönetmeliklerine uygun olarak katılım payları haricinde kurum tarafından ödenmektedir. Ayrıca ücretli olarak tedavi olmak isteyen çiftlere de ÜYTE merkezimizde hizmet verebilmekteyiz.

Geçmişte başarılı tedavileri ile birçok aileye umut olmuş olan ve 120 yılı aşkın, köklü bir tarihe sahip eğitim kurumumuzun bünyesindeki Gülhane ÜYTE merkezimizin hedefi, çeyrek asrı aşkın bilgi birikimi, tecrübesi ve güncel teknolojisi ile bilimsel çerçevede hastalarımıza her zaman olduğu gibi güven ve kaliteden ödün vermeden sağlık hizmeti sunmak ve üreme tıbbı alanında eğitimin sürekliliğini sağlamak olacaktır.

Aşağıda sizler için hazırladığımız Gülhane Tüp Bebek kliniğinde uygulanan infertilite (kısırlık) tedavilerine dair, güncel ve kısa hasta bilgilendirmelerine erişebilirsiniz.

 

ÜYTE Klinik Kısmı
 

Prof.Dr.Seyit Temel CEYHAN (ÜYTE Sorumlu Öğretim Üyesi)

Prof.Dr. Ulaş FİDAN 

Prof.Dr. Özhan ÖZDEMİR

Prof.Dr. Mustafa ÖZTÜRK

Doç.Dr.Ayşe Figen TÜRKÇAPAR


Hem. Mehtap POÇULU (Sorumlu Hemşire)

Ebe Mehtap ÇELEBİ

Tıbbi Sek. Emine ALAN 


ÜYTE Embriyoloji Laboratuvar Kısmı

Prof.Dr. Cem KORKMAZ (Embriyoloji Laboratuvarı Sorumlu Öğretim Üyesi)

Dr.Öğr.Üyesi Mehmet Caner ÖZER

Bio. Esin MUSLU BAL

Bio.Fatma YILMAZ

Lab.Tek. Halil OĞUZ

 

İNFERTİLİTE NEDİR?

İnfertilite 12 aylık düzenli korunmasız cinsel ilişkiye rağmen veya bir kişinin kendisinde ya da eşinde üreme kapasitesinin bozukluğu nedeniyle gebelik oluşmaması olarak tanımlanmaktadır.

İnfertilite tanısı alan çiftlerde neden her zaman tespit edilemeyebilir ancak toplumdaki pek çok çiftin gebe kalmak için tıbbi tedavi ya da müdahaleye ihtiyaç duyduğu bilinen bir gerçektir.

Toplumda kısırlık görülme sıklığı;

  • 15-34 yaş arasında %7-9,
  • 35-39 yaş arasında %25,
  • 40-45 yaş arasında %30

Kısırlık nedenleri ve tanı koyabildiğimiz tıbbi durumlar aşağıda sıralanmıştır.

  • Erkek kaynaklı nedenler (%26)
  • Yumurtlama bozuklukları (%21)
  • Tüp hasarları (%14)
  • Çikolata kisti (%6) (Endometrioma)
  • Cinsel birleşme bozuklukları (%6)
  • Rahim (uterus) ve rahim ağzı (serviks) ile ilgili problemler (%3)
  • Nedeni kesin belirlenemeyen (%28) ve çeşitli sebeplerin birlikte bulunabileceği durumlardır.

Kısır çiftlere danışmanlık yaparken veya tedavi planlarken bu bulguların titizlikle araştırılması ve öncelik sırasına koyulması gerekir. Buna karşın çoğu çiftte kısırlık nedeninin tanınması kolay olmayabilir.

KİMLER İÇİN KISIRLIK DEĞERLENDİRİLMESİ YAPILMALIDIR?

Kısırlık değerlendirmesi ve tedavisi deneyimli kadın doğum hekimleri tarafından yönetilmelidir. Kısırlığın ilk değerlendirilmesinin zamanlaması kadının yaşına, çiftin tıbbı ve kalıtsal risk faktörlerine bağlıdır. Uzmanlar arasındaki genel görüş 35 yaşın altındaki kadınlarda 12 ay korunmasız ve düzenli ilişkiye rağmen gebelik oluşmayan çiftlerde kısırlık araştırılmasının yapılması gerektiğidir. Bu süre 35 yaş üzerindeki kadınlarda, yumurtalık rezervinin azalması söz konusu olabileceğinden 6 ay olarak belirlenmiştir.

İnfertilite nedeniyle değerlendirmeye alınacak çiftlerde ilk uygulanacaklar;

  • Erkekler için erkek üreme hücresi analizi (Spermiyogram)
  • Adet döngülerinin takibi
  • Adet başlangıcında (3-5. günler arası) ve adetin 21. gününde bazı hormon düzeylerinin ölçülmesi
  • Ultrason ile yumurtalıklar ve rahimin değerlendirilmesi
  • Rahim filmi (Histerosalpingografi - HSG)
  • Tiroid hormon düzeylerinin belirlenmesi

 

 

BAŞLICA İNFERTİLİTE SEBEPLERİ

 

KADININ DEĞERLENDİRİLMESİ



1.png

YUMURTLAMA BOZUKLUKLARI

Yumurtlama bozuklukları adet düzeninin sıklığına göre sık adet görme (Polimenore/21 günden az), seyrek adet görme (Oligomenore/35 günden fazla), hiç adet görememe (Amenore) şeklinde ortaya çıkabilir. Yumurtlama bozuklukları sıklıkla Polikistik Ovaryen Sendromun (PCOS) bir bulgusu olarak karşımıza çıksa da sebat eden yumurtalık kistleri, hızlı kilo alımı veya verilmesi ve bazı ilaçlar yumurtlama bozukluklarına neden olabilir.

Yumurta rezerv düşüklüğü ilerlemiş yaş, yumurtalıkla ilgili geçirilmiş cerrahi operasyonlar, sigara ve alkol tüketimi, ailede erken menopoz hikayesi nedeniyle yumurtalık rezervi ve yumurta kalitesi bozulabilir. Bu da doğurganlığı etkiler. Yumurta rezervinin düzeyi ultrasonografide antral follikül sayımı ve kanda FSH, E2 (Östradiol) ve AMH (Anti-Müllerian hormon) seviyelerine bakılarak tespit edilebilir. 

Polikistik Over Sendromu (PKOS), iki adet döneminin arasının 35 günden uzun olması, adet görememe/seyrek görme, testosteron hormon seviyelerinde artış ve/veya hiperandrojenemi klinik bulguları ve yumurtlamada bozulma nedeniyle yumurtalıklarda oluşan çok sayıda küçük kist ile kendini gösteren bir hastalıktır. PCOS doğurganlığın azalmasına katkıda bulunabilir.

TÜP HASARLARI

Gebeliğin oluşması, döllenme için kadın ve erkek üreme hücrelerinin tüpte bir araya gelmesi gerekir. Enfeksiyonlar yapışıklık oluşturarak tüplerin kapanmasına neden olabilir.

Geçirilmiş ameliyatlardan kaynaklanan yapışıklıklar, tüp kaynaklı olmayan karın içi enfeksiyonlar, endometriozis / çikolata kisti gibi tüpte yapışıklık oluşturabilecek durumlar tüplerden geçişi engelleyerek kısırlık oluşturabilirler.

Tüplerde sıvı toplanması (Hidrosalpenks); geçirilmiş enfeksiyonlar, endometriozis ve yapışıklıklar nedeniyle oluşabilir. Bu da tüp yapısını bozarak kısırlık oluşturabilir. Günümüzde uterus (Rahim) ve tüplerdeki hastalıkları ayırt etmede ultrasonografi ve rahim filmi olarak da bilinen Histerosalpingografi (HSG) kullanılmaktadır.

ENDOMETRİOMA (ÇİKOLATA KİSTİ)

Endometriozis hastalığının yumurtalıklarda kist oluşturduğu durumlara Endometrioma (Çikolata kisti) adı verilir. Çikolata kistleri yumurta dokusunda mekanik hasara yol açabileceği gibi geçirilmiş cerrahiler nedeniyle over rezervi de zarar görmüş olabilir. Overlerin çevre dokusunda yapışıklıklar oluşturabilen ve bu sayede döllenmeyi ve döllenmiş yumurtanın rahme ulaşmasını engelleyebilen endometriozis hastalığı ürettikleri bazı inflamasyon yapan maddelerle rahmin ve yumurtalıkların sayı ve kalitesini bozabilir.

Çikolata kistleri nedeniyle gebe kalamayan hastalarda over rezervinin hasar görebileceği endişesiyle günümüzde “cerrahi uygulanması” son tedavi seçeneği olarak belirlenmiştir. Endometriozis nedenli kısırlık saptanılan kadınlarda, yardımla üreme tekniklerinden fayda sağlanamadığı durumlarda cerrahiye tedaviye geçilmesi daha akılcı bir yaklaşım olarak ön plana çıkmaktadır.

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI

Vajinismus, kadının kendi isteğine rağmen vajina içerisine yabancı bir cisim alamaması olarak tanımlanır. Kasların istemsiz şekilde kasılması sonucu eşinin penisinin vajinaya girememesi söz konusudur. Erkeklerde cinsel birleşme sırasında sertleşme olmaması (erektil disfonksiyon), boşalma (ejekülasyon) olmaması da gebelik oluşumuna engel olabilir.

RAHİM VE RAHİM AĞZI BOZUKLUKLARI

Rahim duvarında yerleşen ya da rahim duvarının yapısını bozan iyi huylu tümörler olan myomlar ve polipler, geçirilmiş enfeksiyonlar ya da cerrahi işlemlere bağlı yapışıklıklar gebelik oluşumunu engelleyebilir ve hatta oluşan gebeliğin rahimde tutunmasını engelleyerek gebelik kayıplarına neden olabilir.

Rahim ağzının doğuştan ya da enfeksiyonlara bağlı olarak daralması veya kapalı olması erkek üreme üreme hücrelerinin tüplere ulaşmasına engel olabilir. Rahmin ve/veya rahim ağzının (Mülleriyan anomaliler) ve vajenin doğuştan yapısal bozuklukları (Çift sayıda serviks, vajen de perde olması vb.) doğurganlığı bozan anatomik faktörlerdir. 

 

ERKEĞİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Erkek nedenli kısırlıkta erkek üreme hücresinin (sperm) sayısal azlığı veya hiç olmaması, kalitesinin düşük olması, hareketliliğinin az olması, yapısal bozuklukları ilk karşılaştığımız nedenler arasındadır.

Erkeğe ait hormonal bozukluklar da kısırlığa neden olabilir. Erkeklerde gerek sistemik hormonal gerekse spermiyogram parametrelerindeki bozuklukların altında genetik nedenler bulunabilir. İnfertilite konsey toplantılarımızda, bu hususlar ilgili branş hekimlerinin de katılımlarıyla multi-disipliner şekilde detaylı olarak değerlendirilmekte ve hastalarımıza uygulayacağımız tedavilerden maksimum fayda sağlamaları hedeflenmektedir. Diğer taraftan yaşam tarzı bozuklukları (yeme - içme alışkanlıkları, sigara, alkol kullanımı vs.) hem erkek hem de kadında kısırlık nedeni olabilir.

2.png

TEDAVİ

Çiftlerde infertilite değerlendirmesi yapıldıktan sonra öncelikle sebebe yönelik tedavi aşamasına geçilmelidir. Gebelik isteyen çiftlere öncelikle sigarayı bırakma, aşırı kafein ve alkol tüketimini azaltma ve uygun cinsel ilişki sıklığı (düzenli adetleri olan bir kadının beklenilen yumurtlama zamanı olan orta siklusunda 2 gün aralıklarla) gibi doğurganlığı iyileştirmeye yönelik ve yaşam tarzı düzenlemeleri hususlarında danışmanlık verilir.

Erkek ve kadın kısırlığının tedavisine yönelik müdahaleler ilaç tedavileri ve zamanlı birliktelik, cerrahi tedaviler, Aşılama (IUI), Tüp bebek (IVF) gibi prosedürleri içerebilir.

İlaç Tedavileri

Bu başlık altında öncelikle ağızdan kullanılan (oral) ovulasyon indüksiyon ajanlarına değinmek isteriz. Özellikle PCOS’lu kadınlarda oral kullanılan, yumurtalık stimüle edici ilaçlardan klomifen sitrat veya letrozol,zamanlı birliktelik önerisi ile doktorunuz tarafından ilk basamak tedavide tercih edilebilir. PCOS’ta olduğu gibi anovulatuvar sikluslara sahip kadınlarda günümüzde tercih edilen oral ovulasyon indüksiyon ajanlarından letrozol, daha düşük çoğul gebelik oranları ile klomifen sitrattan daha avantajlı görünmektedir. Oral ovulasyon indüksiyon ajanları ile yumurtalıkların uyarılması ve zamanlı ilişkinin kombine edildiği tedaviler 6 ay süreyle tercih edilebilir.

En basit tarifiyle aşılama; kadınlarda tek, en fazla iki yumurta gelişimi sağlayarak yumurtlamanın tetiklenmesi ve sonrasında eşin spermlerinin yıkama işlemine tabii tutularak rahim içerisine enjekte edilmesi işlemidir. Özellikle açıklanamayan infertilitesi olan çiftlerde ilk yaklaşım olarak kontrollü ovaryan stimulasyon ve aşılama uygulaması tercih edilir. Bu sayede konsantre miktarda aktif ve hareketli spermin ince bir kanül aracılığıyla doğrudan rahim ağzından ilerletilerek rahim içine iletilmesi sağlanabilir. Gonadotropinlerle yapılan aşılamalarda başarı oranı daha yüksek olmasına karşın, yüksek oranda rastlanılan çoğul gebelikler bu tedavilerin kısıtlayıcı faktörüdür. Gonadotropinlerle aşılama yapılması, IVF’ye göre daha düşük maliyetli bir yöntemdir ve genellikle 2-3 siklus uygulanması önerilir. Başarı oranları %10-15 arasında değişebilmektedir. Ülkemizde de, Üremeye Yardımcı Tedaviler Sağlık Uygulama Yönergesi de açıklanamayan infertil olgularda IVF tedavisine başlanılmadan önce en az iki kez gonadotropinler ile süperovulasyon ve aşılama tedavisinin yapılmış olmasını gerektirmektedir. Açıklanamayan infertilite tanısı ile tedavi görmekte olan çiftler için bir sonraki tedavi basamağı ise IVF (Tüp bebek tedavisi) olmalıdır.

 

 

AŞILAMA - IUI Prosedürü

Aşılama işlemi için hasta takibine, adet döngüsünün 2. ya da 3. gününde başlanılır. Aşılama işlemi toplamda ortalama 15 gün sürmektedir. Bu süre boyunca 2-3 kez ultrason ile yumurtalarınızın gelişimi takip edilecektir. Aşılama süreci aşağıda özetlenmiştir.

  • 1-3 hafta süre ile yumurtalarınızın gelişiminin uyarılması için oral tablet ve/veya iğne uygulaması yapılır ve gelişim süreci aralıklı olarak ultrason ile takip edilir.
  • Yumurta keseciklerine ‘follikül’ adı verilir. Yumurtlamanın sağlanması için folliküllerin boyutunun ortalama 18-20 mm’ye ulaşması beklenir.
  • Yeterince olgunlaşan foliküllere, halk arasında “çatlatma iğnesi” olarak da bilinen hCG iğnesi verilerek yumurtlamanız gerçekleştirilir.
  • hCG iğnesinden yaklaşık 34-36 saat sonra, aynı gün sabahı eşinizden alınan taze sperm numunesi androloji laboratuvarında özel bir yıkama işleminden geçirilerek en sağlıklı ve ileri hareketli olanları ayrıştırılır ve bir kanül yardımıyla rahminizin içine verilir.
  • İşlem sonrası hastamız 10- 15 dakika kadar istirahat ettirildikten sonra normal günlük aktivitelerine dönebilir. Aşılama ağrılı bir işlem olmayıp nadiren hafif karın krampları oluşturabilir. İşlem sonrası cinsel aktivite kısıtlanmaz.
  • Verilen spermin, yumurtayı dölleyerek embriyo oluşturması ve oluşan embriyonun ortalama 5-7 gün sonunda rahim duvarına yerleşmesi gebeliğin esas oluşum mekanizmasıdır. Aşılama işleminden 15 gün sonra kanda yapılacak beta-hCG testi, gebelik durumunuzu belirleyecektir. 


TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE UYGULAMALAR

  • Merkezimizde her tedavi kişiye özel olarak planlanır ve sürdürülür.

    İlk Görüşme

  • Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniklerimizde yapılan ilk görüşme sırasında çiftin birlikte hikayeleri dinlenir, önceden yapılmış olan tetkikleri değerlendirilir ve kadın muayene edilir.
  • Erkeğin değerlendirilmesinin temelini semen analizi (spermiyogram) oluşturur. 
  • Kadına jinekolojik muayene ve ultrason incelemesi yapılır.
  • Tüp bebek tedavisine yönlendirilen çiftlerin tüm bilgileri (anamnez, laboratuvar, görüntüleme sonuçları; HSG, ultrason vs.) bilgileri toplanır ve alanında uzman ve öğretim üyesi; Üreme Endokrinolog ve Cerrahları, Embriyolog, Ürolog, Biyolog, IVF hemşireleri ve gerek görüldüğü hallerde Tıbbi Genetik, Endokrinoloji ve Pediatri hekimlerinin de katılımları ile “İnfertil Çift Değerlendirme Tanı – Tedavi Konseyi” her haftanın Salı günü saat 10:30’da hastalarımızın sonuçlarını değerlendirmek ve tedavilerini karara bağlamak üzere toplanır.  
  • Bu multi-disipliner infertilite toplantılarımızda eğitimlerimizin yanısıra, hastalarımız için hangi tedavi yöntem veya yöntemlerinin uygun olacağı kararlaştırılır ve hastalarımıza tedavi öncesi gerekli görülen konsültasyon ve tedaviler planlanır. 
4.png

Tüp bebek Tedavisine Başlamadan Yapılması Gerekenler

  • Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır.
  • Folik asit içeren bir multivitamin başlanılabilir.
  • Tüp bebek tedavisi süresince gece uykuları da dahil mümkün olduğu kadar düzenli ve stresten uzak bir hayat sürülmesinde fayda vardır.
  • Belirli bir diyetin faydalı olduğuna dair herhangi bir veri yoktur. Ancak proteinden zengin beslenmenin yararı olduğu gösterilmiştir.
  • Tedavilere sıklıkla adetin ilk 2 günü içerisinde başlanılmaktadır. Ancak kullanılacak olan tedavi protokolüne bağlı olarak adetin 20-21. günlerinde yumurtalıkları baskılamak amacı ile bazı ilaçların kullanılması gerekebilir. (Lucrin, Zoladex, Gonapeptyl vb.)
  • Bazı durumlarda tüp bebek tedavisi öncesinde senkronizasyon için doğum kontrol hapı veya östrojen içeren bir hap (Estrofem gibi) kullanmanız hekiminiz tarafından önerilebilir.
  • Tüp bebek tedavisi öncesinde yapılması gereken laboratuvar testleri tamamlanmalıdır. (Adetin 3. günü istenilen hormonlar, Hepatit B ve C, HIV, Rubella IgG taramaları, tam kan sayımı, rutin kan tetkikleri, Tiroid fonksiyon testleri, Pap smear testi, kan grup analizi vb.)

     

     

    Tüp Bebek Tedavisinde Uygulanan Kontrollü Ovaryan Stimülasyon (KOS) Protokolleri:

  • Kısa Protokol: GnRH analoğu (GnRHa) uygulamasına adet kanamasının ilk günü başlanıp tedavi sonuna kadar (çatlatma iğnesinin yapıldığı gün) devam edilir. Adet kanamasının 3. gününden başlayarak tedaviye hMG ya da FSH eklenir.
  • Ultrakısa protokol: Adet kanamasının ilk günü GnRHa'ya başlanır ve 3 gün verildikten sonra kesilir. Tedaviye rekombinant FSH ile devam edilir. Amaç sadece GnRHa’larının flare-up etkiden faydalanmaktır. Dominant follikül 14 mm olduğunda tedaviye GnRHantagonistleri ilave edilir ve GnRHa ile tetkleme avantajı sunar.
  • Mikrodoz kısa protokol: Diğer kısa protokollerden farkı, kullanılan GnRha dozunun çok düşük tutulmasıdır. Bu protokol yumurtalıkları zayıf olan kadınlarda uygulanabilir.
  • Uzun protokol: Günümüzde daha nadir tercih edilen bir KOS protokolüdür. GnRHa uygulamasına bir önceki adet döneminin 21. günü başlanır. Takip eden adet kanamasının 3. gününde baskılanmanın olup olmadığı yapılacak olan kan östrojen seviyesi ile anlaşılabilir. KOS tedavisine hMG ve FSH ile başlanılır ve ortalama 11-13 günler arası çatlatma iğnesi yapılarak yumurta toplama işlemi uygulanır.
  • GnRh Antagonist Protokol: Günümüzde sunduğu uygulama kolaylığı ve OHSS’den korunmada sunduğu avantaj ile tüm dünyada en çok tercih edilen KOS protokolüdür. Bu tedavide adetin ilk veya ikinci günü doğrudan hMG, veya rekombinant FSH başlanır. GnRh antagonistine, yumurtalar 14 - 15 mm boyutuna eriştiğinde veya siklusun 6. gününde başlanır. Kullanılacak olan ilaç miktarı ve hatta GnRH ant başlama zamanı hastanın yaşına ve yumurtalıkların vereceği cevaba göre değişkenlik gösterebilir.

    YUMURTLAMANIN TETİKLENMESİ

    Yumurtalıkların uyarılmasında amaç ortalama 15-18 adet 16 - 20 mm çaplı follikül elde etmektir. Takipler esnasında kan östrojen düzeyleri kontrol edilerek ilaç dozlarında ayarlamalar yapılabilir. Hedef 14 mm'den büyük follikül başına 200 pg/mL östrojen düzeyine ulaşmaktır. Folliküller yeterli büyüklüğe ulaştığında son olgunlaşmayı sağlamak için 5.000 - 10.000 ünite human chorionic gonadotropin (hCG) enjeksiyonu yapılır. Çatlatma iğnesinden 35-38 saat sonra yumurta toplama işlemi genel anestezi altında yapılır.

  • Tüm KOS protokollerinde (tüp bebek işlemlerinde) adet kanamasının 2. ya da 3. gününde ultrason incelemesi ve bazen birlikte kanda östrojen tayini yapılır. Böylece KOS tedavisine başlama ve kullanılacak ilaç dozuna karar verilir. Uyarı tedavisi başladıktan sonra hasta belirli aralıklarla kontrole çağırılır. Bu kontrollerde vajinal ultrasonografi yapılarak gelişen folliküllerin sayısı ve büyüklüğü kontrol edilir. Gelişen yumurta sayısı ve büyüklüklerine göre kanda östrojen incelemelerine gerek duyulabilir.
  • Ultrason takipleri sırasında değerlendirmeye tabi tuttuğumuz organlardan birisi de rahmin iç yüzeyini döşeyen tabakanın yapısı ve kalınlığıdır. Rahim iç yüzeyinin sağlıklı gelişimi, IVF’te transfer edilecek embriyonun yapışma ve büyümesine imkân sağlayacağından son derece önemlidir. HCG hormonunun verileceği günde rahim duvarının en az 7 mm ve üzerinde olması hedeflenir.
  • Yumurtalıkların uyarılması ve tetikleme sonrası gelişebilen en ciddi komplikasyon ve kimi zaman yaşamı tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilen Ovarian Hiperstimülasyon Sendromudur (OHSS, Yumurtalıkların Aşırı Uyarılması Sendromu). Burada salgılanan hormonların etkisi ve yumurtalıkların verdiği aşırı cevap nedeniyle karın boşluğu başta olmak üzere göğüs boşluğu ve cilt altı gibi bölgelerde (vücudun üçüncü boşluklarında) sıvı toplanabilir. Ciddi vakalar hastaneye yatırılarak takip ve tedavi edilmelidirler. Karında toplanan sıvı çok fazla olduğunda iğneyle boşaltılması gerekebilir. Tedavinin süresi değişkendir. OHSS riski yüksek olan kadınlarda embriyo transferi geciktirilebilir veya iptal edilebilir. Kliniğimizde bu tip yüksek riskli olgularda, gelişen embriyoların tümünün dondurulması ve yumurtalıklar söndükten sonra embriyo transfer etme stratejisi belirlenmiştir.

    YUMURTA TOPLAMA İŞLEMİ (OPU)

  • Yumurta toplama işleminden önce halk arasında çatlatma iğnesi olarak bilinen hCG hormonu yapılır. Bu enjeksiyondan yaklaşık 35-38 saat sonra yumurtalarınız toplanır. Yeterli ve iyi kalitede yumurta elde edebilmek için enjeksiyonun belirlenen saatte yapılması ve yine belirlenen saatte yumurta toplama işlemi için klinikte bulunulması son derece önemlidir.
  • Yumurta toplama işlemi tüp bebek ünitemizde genel anestezi altında bu konuda eğitimli, tecrübeli hekimlerce gerçekleştirilmektedir.
  • Yumurta toplama hastamız sedasyon anestezisinde iken vajinal ultrasonografi kılavuzluğunda özel iğnelerle oldukça kolay ve konforlu bir şekilde gerçekleştirilir.
  • Hasta litotomi pozisyonunda muayene masasına yatar ve üzeri steril örtülerle örtülür. Hastaya anestezi hekimi tarafından sedasyon anestezisi uygulanır. Ardından yapılan vajen temizliğini müteakip vajinal ultrasonografi eşliğinde yumurta toplama işlemine geçilir. Vajinal ultrason üzerinde bulunan kılavuz içinden geçirilen bir iğne ile yumurtalara ulaşılır. Her bir follikül içerisine girilerek, içerikleri özel bir aspiratör yardımıyla boşaltılır. Alınan follikül sıvıları aynı anda embriyoloji laboratuvarına gönderilerek yumurta içerip içermedikleri özel mikroskoplar altında incelenir. Her iki yumurtalığa uygulanan OPU işlemi yaklaşık 5-15 dakika sürer.
  • Yumurta toplama işlemi sonrası hasta dinlenme odasına alınarak bir süre istirahat etmesi sağlanır.
  • Yumurta (Oosit) toplama işleminin komplikasyon oranı oldukça düşüktür. En sık karşılaşılan komplikasyon OPU iğnesinin geçtiği vajina duvarlarından olan kanamalardır. Bu kanamalar işlem sonrası tampon uygulamasıyla kolaylıkla durdurulabilir. Çok nadiren bağırsak, mesane ve damarlar gibi komşu organ yaralanmaları görülebilir. Endometrioma’lı (çikolata kisti) hastalarda ise, kist içerikleri uygun besi yeri olmaları itibariyle pelvik apse gelişimi açısından önemli bir risk faktörüdür.
  • Lokal anestezi altında da yapılabilen yumurta toplama (OPU) işlemi hastalarca genelde tolere edilebilen, nispeten daha az girişimsel ve komplikasyon olasılığı düşük bir işlemdir. Ancak kliniğimizde yumurta toplama (OPU) işlemi hasta konforu düşünülerek genel anestezi altında uygulanmaktadır.

     

    EMBRİYO DONDURMA

                    Toplanan oosit sayısı 15-18’in üzerinde ise, doktorunuz tüm embriyoların dondurulması kararı verebilir. Bu, sizi OHSS riskinden korumak ve sağlıklı gebeliğe eriştirmek için önemli bir aşamadır. Gülhane Tüp bebek merkezi embriyoloji laboratuvarında dünya ile eş zamanlı, uzun yıllardır embriyo, oosit ve sperm dondurma (kriyopreservasyon) işlemleri başarıyla uygulanmaktadır.

    DÖLLENME (FERTİLİZASYON)

  • Kadından yumurtaların (oositlerin) toplandığı esnada erkek de sperm verir. Sperm alınması için en ideal yöntem mastürbasyondur. Menisinde canlı sperm bulunmayan hastalarımızın gonadlarından (testisler) alanında uzman üroloji hekimlerimizce ameliyathane koşullarında mikro-cerrahi teknikleri kullanılarak OPU gününden bir gün önce veya aynı gün sabahı sperm elde edilebilir (TESE, PESA vb.).
  • Tedavi planlanan hastalarda en önemli kriter hareketli sperm sayısıdır. Tüp bebek merkezimiz androloji laboratuvarında incelenen sperm döllenme için bazı özel aşamalardan geçirilerek hazırlanır.
  • Klasik (konvansiyonel) IVF’te yumurta kültürü ve sperm hazırlanması tamamlandıktan sonra döllenme için yumurta ve spermler bir arada bırakılırlar. İşlemden 16 - 18 saat sonra döllenme olup olmadığı embriyoloji hekimince kontrol edilir. Erkek faktörü varlığında veya nedeni açıklanamamış infertilite olgularında ise mikroenjeksiyon (ICSI) tercih edilebilir. Kliniğimiz embriyoloji laboratuvarında dölleme aşamasında çoğunlukla mikroenjeksiyon (ICSI) işlemi uygulanmaktadır. Döllenmiş yumurtada 24 saat sonrasında tek olan hücre sayısı ikiye çıkmıştır.
  • Kliniğimizde embriyoların gelişimi kültür ortamlarından çıkarılmadan, inkübatörde embriyoları aktif görüntüleyen embriyoskop aracılığıyla günlük takip edilmektedirler. Embriyo transferi hastaya göre bireyselleştirilerek, morfolojik değerlendirmeleri en iyi olanları 3. ve 5. günlerde embriyoloji ekibinin kararı ile transfer edilmektedir.

embriyo.jpg

EMBRİYO TRANSFERİ

Yukarıda da belirtildiği üzere kliniğimizde ideal embriyo transfer zamanı 5. gün (blastokist aşaması) olarak belirlenmiş olsa da gelişen embriyo sayısı ve kalitesi ile ilişkili olarak 3 ve 4. gün embriyoları da transfer edilebilir.

  • Amacımız tekil, sağlıklı gebeliğe ulaşmak olduğundan, ÜYTE merkezimizde uzun yıllardır tek embriyo transferi uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı da ilgili yönergesinde; embriyo transfer işlemini 35 yaş altı kadınlarda tek, 35 yaş üstü kadınlarda ise gelişen embriyo sayı, kalite ve çiftin tüp bebek uygulama sayısına göre en fazla 2 embriyo transferi ile sınırlandırmıştır.
  • Embriyo transferi hasta uyanık iken jinekolojik muayene masasında hasta litotomi pozisyonunda ve idrara sıkışık iken yapılır. İdrara sıkışık müracaat etmenizi istememizdeki neden karından yapılacak ultrasonda rahminizi net olarak görüntüleyebilmektir. Vajene spekulum takılır ve mukus temizliği yapılır. Embriyolog transfer edilecek embriyoları kateter içerisinde laboratuvardan getirir. İşlemi yapacak olan hekim karından yapılan ultrason eşliğinde embriyoları rahim içine bırakır. Embriyo transferi işlemi ağrılı bir işlem değildir ve anestezi gerektirmez. Embriyo transferi sonrasında 12. günde hastalarımıza gebelik testi yaptırmaları önerilir.
  • İşlem sonrası rahim duvarını desteklemek için hastaya enjeksiyon, vajinal ovul ya da ağızdan hap şeklinde bazı hormon ilaçları verilir. “Luteal faz desteği” adı verilen bu tedaviler, doktorunuz aksini belirtmedikçe, bebeğinizin kalp atımları görülene dek devam ettirilmelidir.
  • Gebelik testini negatif çıktığı hallerde tüm tedaviler kesilir ve kanamanın başlamasıyla birlikte hasta yeni tedavi için muayeneye çağırılır.

    GEBELİK TESTİ DEĞERLENDİRMELERİ

  • Gebelik testleri kan ve idrarda yapılabilir. Kanda yapılan B-hCG testinizin sonucuna göre gebelik olup olmadığına karar verilir.
  • Gebelik test sonucu pozitif olan kadınlardan 2 gün sonra yeniden kanda gebelik testi yaptırmaları istenilir. Her iki testin sonucunuz arasındaki ilişki değerlendirilerek hekiminiz gebeliğinizin sağlıklı olup olmadığına konusunda bir ön kanıya varır. Sağlıklı bir gebelikte iki gün sonra alınan kan B-hCG değeri ortalama %65 oranında artmalıdır.
  • Bazı durumlarda bir süre sonra kan B-hCG değeri sıfıra inebilir. Bu durum biyokimyasal gebelik olarak adlandırılır. B-hCG’nin beklenilenden daha farklı artışı veya aynı seviyede sebat etmesi dış gebeliği düşündüren bulgulardan birisi olabilir.
  • 12. ve 14. günlerdeki B-hCG değerleri istenilen şekilde artan vakalar klinik gebelik olarak kabul edilir ve 2 hafta sonra ilk gebelik ultrasonu için çağırılırlar. Bu ilk ultrasonda rahim içinde gebelik kesesinin olup olmadığı ve sayısı değerlendirilir. Çoğul gebelikler bu ilk ultrasonda saptanabilir.

 

SIK SORULAN SORULAR

  • İlk randevuda beni neler bekliyor?

    İlk randevunuz sizin ve eşinizin geçirdiğiniz hastalıklar, operasyonlar, kullandığınız ilaçlar gibi tıbbi geçmişiniz hakkında detaylı öykünüzün alınması, kısırlık sebebinin bulunmasına yönelik şimdiye dek yaptırmış olduğunuz tetkiklerin tekrar değerlendirilmesi, sizin jinekolojik muayeneden geçirilmeniz ve eksik tetkiklerinizin tamamlanması için önemli bir basamaktır. Tüm tetkikleriniz tamamlandıktan sonra ise yukarıda da detayları ile izah edilmiş olan İnfertil Çift Değerlendirme Tanı – Tedavi Konseyinde sizin için en uygun takip ve tedavi yöntemi belirlenecektir.

  • Gülhane Tüp Bebek Merkezine Yardımla Üreme Tekniklerinden faydalanmak için nasıl başvurabilirim?

    Kısırlık tanı kriterleri içerisinde olan ve çocuk isteyen her çift hastanemiz jinekoloji polikliniğine randevu sistemi (MHRS) ile başvurabilir.  Gerekli tetkikleriniz, ilk başvurunuzda istenilecek (2,3. Gün hormon testleri, HSG, spermiyogram ve diğerleri) olup testlerinizin tamamlanmasını müteakip sonuçlarınızla Tüp Bebek merkezimize randevusuz başvurabilirsiniz.

  • Tedavi süreci nasıl ilerleyecek?

    KOS protokolünüz belirlendikten sonra adetinizin başından itibaren belirli aralıklarla vajinal ultrasonografi ile hem endometrium kalınlığı hem de folikül gelişimi açısından takip edileceksiniz. Bu süreç boyunca kullanmanız gereken ilaçlar ve dozları, ultrason bulgularınıza göre hekiminizce kararlaştırılacak, reçete edilecek ve Tüp bebek hemşirelerince tarafınıza uygulamalı olarak detaylarıyla anlatılacaktır. Tüp bebek tedavisi sürecinde cinsel aktiviteden kaçınmalısınız. Lutfen bu aşamada ilaç kullanımlarına dair veya herhangi bir hususta anlamadığınız bir şey olduğunda lütfen hekiminize ve IVF hemşirenize danışınız!

  • Tüp bebek tedavisinde devlet desteği nasıl alabilirim?

    Tüp bebek tedavisi için başvuruda bulunan çiftler Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Uygulama Tebliği 2.4.4İ-1 İnvitro fertilizasyon (IVF) maddesi kriterlerinin karşıladığı durumlarda devlet IVF tedavi desteğinden faydalanabileceklerdir.

    2.4.4.İ-1 - İnvitro fertilizasyon (IVF)a) Yapılan tıbbî tedavileri sonrasında normal tıbbî yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğine dair sağlık kurulu raporu düzenlenmiş olması, b) Kadının 23 yaşından büyük, 40 yaşından küçük olması, c) Uygulamanın yapıldığı merkezin Kurum ile sözleşmeli/protokollü olması, ç) Eşlerden birinin en az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması, d) Kadının primer ovaryan yetmezliği ve erkeğin azoospermisi olması hâlleri hariç olmak üzere son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumla sözleşmeli/protokollü sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulları tarafından belgelenmesi.

    -     Geçmiş tüp bebek tedavilerimde devlet IVF tedavi ve ilaç desteği haklarımı kullandım. Acaba yeni tedavimde Gülhane tüp bebek merkezinden ücretli olarak faydalanabilir miyim?

    Evet. Kurumumuz Eğitim ve Araştırma Hastanesi statüsünde olduğundan ilave öğretim üyesi farkı da ödemeden, devletin belirlediği tüp bebek fiyatlandırmaları üzerinden hastane döner sermayesine ücret yatırarak tedavi alabilirsiniz.

    -     Tüp bebek tedavisi ortalama ne kadar sürer?

    Tüp bebek tedavinize adetinizin başında başlamamız ve embriyo transferi yaptığımız güne kadar geçen süre ortalama 14-21 gün aralığındadır.

  • Tüp bebek tedavisi başarısız olursa bir sonraki deneme ne zaman yapılabilir?

Başarısız IVF girişimi sonrasında yeniden tedaviye başlanılmasına dair özel bir süre kısıtlaması bulunmamaktadır. Ancak bir önceki IVF siklusunda OHSS gibi özel ve riskli bir durum geliştiği hallerde hekiminiz dondurulmuş embriyolarınızın çözme ve transfer işlemini veya yeni tedaviye başlamanızı bir, iki ay süreyle erteleyebilir.